16 Ocak 2015 Cuma

Cuma, Ocak 16, 2015 - No comments

Konuya Gelişlerine Göre Satıcı Tipleri

Müşterileri çay ısmarlama şekillerine göre ayırdık. Hatta burayı okuyan birkaç müşterim şaka yollu takıldı, biz hangisine giriyoruz diye. Şimdi biraz da iğneyi kendimize batıralım ve satıcıları konuya geliş şekillerine göre ayıralım.

Meteorolog Satıcı
Satıcı: Merhaba nasılsınız?
Müşteri: İyiyim sağolun siz?
Satıcı: Teşekkürler biz de iyiyiz…
Müşteri: …
Satıcı: …
Müşteri: ...
Satıcı: Havalar da soğudu iyice :)
Müşteri: Hmm evet öyle oldu.
Satıcı: Taksiden buraya 10 mt'lik yolda donduk valla
Müşteri: Dikkat etmek lazım tabi.
Satıcı: Oysa 3 gün önce ne kadar sıcaktı hava, akşam tshirtle dolaşıyorduk. Birden ne olduysa
Müşteri: Di mi di mi?
Satıcı: Bir tanıdığım avustralya'da. Şimdi denize giriyorlarm…
Müşteri: (oyyy)
Bütçeciler
(tanıştıktan 5 dk sonra)
Satıcı: Ahmet Bey ne kadar bütçeniz var?
Müşteri: Sizin?
Satıcı: Benim mi?
Müşteri: Evet ne kadar maaş alıyorsunuz mesela?
Satıcı: Nası, ne alaka?
Müşteri: E siz başlattınız. Ben param kadar ürün istemiyorum ki. Bütçeyi boş ver, çözüm sun.
Satıcı: Gulp! (eh sonra pahalı dersen sorarım sana)

Erken boşalanlar
Müşteri:…Dolayısı ile ihtiyacımız budur
Satıcı - O zaman 50 adet mi sipariş geçelim?
Müşteri: (Whooaa, ucurdun beni yabancı) 

Geç Gelenler
Müşteri: Dolayısı ile bunu bir an önce çözmemiz gerekiyor. (parmaklarla yapılan iğrenç tırnak işareti). Biran önce.
Satıcı: O zaman bir demo yapalım ilk olarak
Müşteri: (bir içki alır mıyız)
---
Müşteri: Dolayısı ile bunu bir an önce çözmemiz gerekiyor. Bir an önce.
Satıcı: Bir de alternatif olarak şöyle bir çözüm de oluşturulabilir o zaman.
Müşteri : (ben de alternatif bir satıcı bulayım hemen)

Memleketçiler
Satıcı: Sizin memleket neresi?
Müşteri: Bursa
Satıcı: Ooo, benim eşim Bursalı. Uludağ'a çıkarız her sene. Gidiyor musunuz Bursa'ya?
Müşteri: Eh arada bir.
Satıcı: Yalnız iskender kebap için dahi gidilir her ay.
Müşteri: Artık her yerde var şubesi..
Satıcı: Eşinizde mi Bursalı?
Müşteri: (Offf) Yok o Çanakkaleli
Satıcı: Oo, Çanakkale de çok güzel memleket. Çok güzel peynir tatlısı yapıyorlar. Kadir Usta'yı sever misiniz?
Müşteri: Ustayla çok samimi değiliz ama tatlılarını seviyoruz.
Satıcı: Ehee. Bizim Çanakkaleli bir arkadaşımız var, yazlığı var deniz kenarınd….
Müşteri: (sekretere nasıl gizlice alarm verebilirim?)

Telegolcüler
...
Satıcı: Dün akşam maçı seyrederken arkadaşlarla yiyip içtik, camdan bayrak sallamalar falan. valla zor kalktım sabah.
Müşteri: Hmm, güzel.
Satıcı: Siz seyrettiniz mi?
Müşteri: Evet
Satıcı: Hangi takımı tutuyorsunuz bu arada.
Müşteri: Galatasaray
Satıcı: (tüh, o zaman neden lacilere sarı kravat taktın be adam) Ehe, aslında Galatasaray iyi oynadı ama futbol biraz da şans oyunu.
Müşteri: Ya ya..

Konuya Gelemiyesiceler
Satıcı: Bu ürünümüzün personel takibi özelliği de çok kullanılır, şöyle ki.
Müşteri: Selim Bey, o özellikle hiç ilgilenmiyoruz, bize sadece turnike geçiş sistemi lazım
Satıcı: Tamam Melih Bey hızlıca geçeyim o zaman burayı….
...
Satıcı: Puantajları hesaplarken mevzuata uygun olarak
Müşteri:  Selim Bey, puantaj da yapmayacağız, sadece bir turnike ve parmak izi okuyucu lazım.
Satıcı: Ama puantaj yapmadan nasıl olacak, peki IK uygulamaları, kariyer yönetimi
Müşteri:  Selim Bey, onları da istemiyoruz, çok basit, bir turnike olacak, parmağını okutan geçecek. Çok basit, yapabiliyor mu bunu sizin ürününüz.
Satıcı: Hmmm. Onu yapamıyor ama bakın şimdi şöyle bir şey var.
Müşteri: (Öeeeh)

Umut Tacirleri
Müşteri: Peki sonlu kapasite planlama yapıyor mu yazılım?
Satıcı: Yapmaz mı ya. Sonsuz bile yapıyor bizimki.
Müşteri: Sonsuz yapmak kolay beyefendi asıl sonlu kapasite, yani kısıtlı kaynaklara göre planlama mühim.
Satıcı: Haa, tabi sonlu da yapıyor. Her tür kapasite planlama yaparız ona hiç takılmayın.
Müşteri: Arif Işık mıydı sizin isim?
(yapamadı)
devamını oku

14 Ocak 2015 Çarşamba

Çarşamba, Ocak 14, 2015 - No comments

Doküman Yönetimi - (Dökümın Menecmınt)

Tanımlar: DYS: Doküman Yönetim Sistemi: Bir kurumdaki tüm elektronik/fiziki dokümanların kullanıcıların yetkileri ölçüsünde güvenli olarak dolaşımı, kullanımı, değişimi ve saklanması ve bağlı konuların çözüldüğü yazılımlar.

Her firmanın ihtiyacı olan mamafih neredeyse hiçbir firmanın çözemediği gizemli bilişim konularından biri doküman yönetim sistemleri.

Doküman yönetim sistemleri aynı kişisel gelişim kitaplarına benziyor. Müthiş şeyler anlatıyorlar, faydaları çok net belli ama olmuyor işte bir türlü. Yapamıyoruz kitaptaki gibi.

Çok farklı markalardaki doküman yönetim sistemleri ile tecrübelerim oldu. Bir çok da proje yaptım. Tüm müşterilerinin ağzında bir keçiboynuzu tadı. Güzel mi değil mi, iyi mi oldu kötü mü belli değil.

Bu yanılsamanın sebebi belli aslında. DYS'ler de aslında diğer tüm yazılım projeleri gibi sadece yazılımsal bir süreç değil. İnsani faktörler de önemli. Hatta işin konusuna özel DYS'lerde insan faktörü yazılımdan daha önemli. Nasıl ki tüm yollarımızda yaya geçidi varsa ve hiçbiri amacına uygun kullanılmıyorsa DYS de böyle.

Eskiden  beri belirli sistematiği olan, muhaberatın olduğu yapılarda evrak yönetim sistemleri çalışıyor. Dış dünyadan gelen bir evrak taranıp ilgili birime iletiliyor elektronik ortamda. Ancak bunun adı Doküman yönetim sistemi değil tabi ki.  Çünkü doküman yönetim sistemleri sadece gelen basılı evrakları değil, tüm dokümanları da içeriyor.

Yani bir excel oluşturup, potansiyel müşteriler yazıp, bunu 20 tane satıcıya gönderip, onlardan gelen 20 tane excel'i tek excel'e çevirip saklamak da bu işin konusu.  Bir sözleşme oluşturup, dosya isminin bir süre sonra "sozleşme_son.docx" , "sozleşme_enson.docx" , "sozleşme_enson_aralık.docx" , "sozleşme_enson_aralık_son.docx"   şekillerine dönüşerek onlarca farklı dokümanla boğuşmak da bu işin konularından.

Hep kullanıcılar dedik ama kullanıcıların penceresinden de bakmak lazım biraz. Bir doküman oluştururken, ahret soruları soran, binbir naz ile oluşturmaya izin veren, devasa, statik, ağır abi sistemler; eğer Bir kamu kurumunda her gün önünüzdeki evrakı imzalayan bir memursanız, çalışmakla birlikte, dinamik bir iş yapıyorsanız, telefonlarınız çalıyor, yerinizden kalkıp mobil oluyorsanız işe yaramıyor.

Bu sebeple seçeceğiniz çözüm de organik olmalı. Organik yazılım , yazılımcıların tüm kodlama süreci boyunca organik süt, tahıl ve tavuklarla beslendiği yazılım değil tabi ki. Organik yazılım ile kast edilen, kullanıcı davranış ve refleksleri ile uyumlu, canlı sistem ile bütünleşik, kullanıcının bir parçası gibi hareket eden, iş hayatının hızına ve kaosuna uyum sağlayan bir yazılım. "ah nerde efenim öyle yazılım" dediğinizi duyar gibiyim. Arayan bulur deyip konunun meraklılarını bir sunumuma yönlendiriyorum.

devamını oku