25 Nisan 2015 Cumartesi

Cumartesi, Nisan 25, 2015 - 2 comments

İş Hayatında Oturma Biçimlerine göre Toplantı Taktikleri

İş hayatında oturma düzenlerinin büyük çoğunluğu bilinçli olarak yapılmıyor ama nasıl beden dilimiz biz istemeden bizim hakkımızdaki bilgileri karşımızdakine veriyor ise oturma düzenleri de böyle.  Diplomaside oturma düzenlerine  çok önem verilse de iş hayatında kerhen uygulanan çok dikkat edilmeyen aşağıdaki gibi geyik çevrilecek bir konu haline geliyor. Oysa çok önemli. Bazen ciddi krizlere sebep olabiliyor. Örneğin yakın zamanda İsrail ile yaşanan bir alçak koltuk krizini hatırlıyorum: İlgili Haber 

Çok oturma düzeni var ancak en çok karşılaştığımız 3 türünü inceleyeceğiz:

1)Yuvarlak Masa Toplantıları 
Taa, Kral Arthur ve şovalyelerinin sürekli yaptığı yuvarlak masa toplantılarından beri  aynı mesajı simgeler. Etrafına oturan herkes eşittir.  O yüzden business ortamlarında çok kullanılmaz :) Çünkü business ortamları tam olarak bir vahşi ormandır ve vahşi ormanda hiçbir hayvan birbirleri ile eşit değildir. Güçlü olan kazanır.
Ancak, iş hayatında olmasa da fiskos masası adı ile ev kadınlarının dünyasına girmiştir.
Proje toplantıları bu masalarda yapılabilir. Çünkü var olan bir projede artık alıcı/satıcı rolleri yerine herkesin eşit olduğu ve aynı amaçla (projenin bitirilmesi) çalıştığı proje çalışanları  gelir. Daha samimi daha içten daha direkt bir ilişki vardır etrafında oturanlarca. Diplomaside sıklıkla kullanılır. Güzeldir yuvarlak bir masada oturmak.
Ak Saray'daki 2 Dönümlük Yuvarlak Toplantı Masası

2) U ya da Dikdörtgen Masa Toplantıları
İki taraf vardır, birbirleri ile müzakere ederler.  Tarafların hakları eşittir.  Demokratik bir ortam sağlanmıştır. Pazarlıklar genellikle bu tip masalarda yapılır. Masanın başında da her iki tarafa da eşit davranacak olan bir başkan moderatör amacı ile bulunabilir. Müşterinizle kalabalık bir toplantı yapacaksınız ve sizde 2 kişi müşteride 4 kişi var diyelim. 6 kişi hurra toplantı odasına daldınız. İçgüdüsel olarak iki kişi bir tarafa 4 kişi karşı tarafa geçecektir. Bu  alt beynimizde kayıtlı çok eski bir güdü. Dinozor/düşman karşımıza çıkınca hemen yanyana toplaşıp ona karşı birleşme duygusu iş hayatında böyle tezahür ediyor. Safımızı seçiyor, müttefikimizin yanında oturuyor başlıyoruz düşmana saydırmaya.


3) Müdür Makamındaki Toplantılar
Müdür/patron/başkan vardır. Karşısında da 1 ya da 2 kişiden oluşan onun misafiri olur. Eşit bir ortam değildir. Başkan oturma düzeni ile misafirini ezer. İlk olarak müdür daha yüksektedir aynı zamanda direkt misafirlerine karşıdır ve onlara bakar. Misafirleri ise daha altta ve doğrultu olarak başkana adeta yanaklarını uzatmışlardır.  Bir şey söylemeleri gerektiği zaman kafalarını çevirip söylemek zorundadırlar. Aralarında müzakere, rekabet, tartışma değil, misafir/evsahibi ilişkisi vardır.  Bu tip bir oturma düzeninde pazarlık yaparsanız günün sonunda pişman olma olasılığınız yüksektir. Sizden beklenen, çayınızı kahvenizi içmeniz, hal hatır sormanız, iş konuşacaksanız da kabaca/yüzeyselce bahsetmeniz ve bir an önce gitmenizdir. Eğer mesajları almayıp işi uzatırsanız müdürün telefonları çalmaya başlar.



Mevzuat böyle. Fazla önemli bir konu olarak gözükmeyebilir ama bu detayları  bilirseniz anlatacağım bu örnekteki gibi ciddi  iletişim kazalarından kurtulabilirsiniz.   Şöyle ki, 3-4 sene önce, çalıştığım isyerindeki ofisimizde,  sert geçeceği belli olan bir toplantı planlamıştık. Müşteri ile aramızda pürüzler vardı. İki tarafın da haklı olduğu konular vardı ama müşteri elbette ezeli olarak haklıydı ve bizi zor durumda bırakabilirdi.  Toplantı odasında girişte  müşterinin, dikdörtgen masanın karşısına geçip orada siper kurmasına fırsat vermeden ilk oturan kişinin yanına oturuvermiştim.  İkinci kişi mecburen karşıya oturmak  zorunda kaldı. Sonradan gelenler de sistemi görüp yadırgasalar da mecburen tamamen karışık dağıldılar masaya. Akabinde dozu gayet düşük bir tartışma yaşadık. Çünkü coşup gaza gelecek bir taraf/siper yoktu. Kızan adamın hemen yanında oturuyordum ve kafasını 90 derece dönüp, el kol hareketleri ile etkili bir şekilde kızamıyordu bile. Ayrıca Bilgisayar ekranını dahi görüyordum, bu ister istemez olaya bir samimiyet katıyor, durum sertleşemiyordu.  O yüzden sert tartışmalarda durumu yumuşatmak için safları karıştırmayı deneyebilirsiniz. Yuvarlak masanız varsa orada toplantı yapmak da bir çözüm olabilir. Her şeyin bir şeyi var ltd şti gururla sunar...

2 yorum:

Mister No der ki;
"-Ben otururum siz karşımda durursunuz...Her sabah anlatırım dinlersiniz.Olay budur..."

Gizemli yorumlar geliyor. O zaman büyük bir kitle için bir ara "durma biçimleri"ni de yazalım. :)

Yorum Gönder